25 Kasım 2013 Pazartesi

2013 İstanbul Maratonu İstatistikleri

Yeni adıyla Vodafone İstanbul Maratonu 17 Kasım 2013'de koşuldu. Maraton hakkındaki genel izlenimlerimi, olumlu ve olumsuz bulduğum yönleri Koşu Gazetesi'nde Ilgaz ile birlikte yaptığımız bu değerlendirmede bulabilirsiniz. Bu yazıda bu konulara tekrar değinmeyeceğim.

Bu yazının amacı ise sonuçları ve rakamları değerlendirmek. Ancak bunu yaparken neyin doğru neyin yanlış olduğunu ispatlamaya çalışmak değil. Tersine aynı geçen yıl olduğu gibi  merak edilebilecek ve faydalı olabilecek konularda biraz beyin fırtınası oluşturmaya çalışmak. Ayrıca şöyle bir baktım da bloga yeni bir giriş yapmayalı neredeyse 2.5 ay olmuş, bu vesileyle belki bu durağanlığı da üzerimden atabilirim!

Yazıdaki tüm değerlerin maraton resmi sitesindeki sonuç listeleri baz alınarak hazırlandığını ve aşağıda bahsi geçen tüm rakamların SADECE MARATON mesafesi için geçerli olduğunu hatırlatarak konuya girelim.





Yavaşlama Oranları:

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da koşanların ikinci yarılarda ilk yarıya göre ne kadar yavaşladıklarını inceledim. Oranlar yıldan yıla oldukça benzer gidiyor. Rakamlar şu şekilde gerçekleşmiş:
  • Erkekler yarışın ikinci yarısında ortalama 17% yavaşlamışlar. 
  • Kadınlar 13%. 
  • Türk kadınların yavaşlama oranı kadınların geneli ile aynı, yani yine 13%. 
  • Türk erkekler 22% yavaşlayarak 2009'dan beri her sene olduğu gibi bu alandaki birinciliği elden bırakmamışlar.
  • Sıralamadaki ilk 100 erkeğin yavaşlama ortalaması 9.5%
  • Sıralamadaki ilk 50 kadının yavaşlama ortalaması 7%
Bu rakamlar ışığında bakarsak herkesin kendine göre bir çıkarımı olacaktır. Geçen yıl da değindiğim gibi erkeklerin kadınlara göre yarış sonlarında daha fazla yavaşlaması benim için sürpriz değil. Maraton ve ultralarda bunu birçok kez şahsen gözlemledim. Bu konuda yapılmış daha kapsamlı bir araştırma var mı diye araştırırken tam da istediğim gibi bir araştırma buldum. Dayton Universitesi'ndeki araştırmacılar 2007 ve 2009 Chicago mararatonlarında bu konuyu incelemişler. Her yıl yaklaşık 45,000 koşucuyu kapsayan araştırmada ilk 30km'deki tempolar ile  son 12,195m'deki tempoları karşılaştırırken inceledikleri kriterlerden biri de cinsiyet faktörü olmuş.

. Buna göre çıkan sonuçlar şöyle::
  • Her iki yılda da Chicago Maratonu'nda erkekler 30.km'den sonra kadınlardan daha fazla yavaşlamış
  • Yavaşlama oranında yaş etkili bir faktör değil. Yani 60 yaşında bir maratoncunun 35 yaşındakinden daha az veya daha çok yavaşladığı yönünde bir bulgu yok.
  • Elit erkekler ile elit kadınlar arasındaki yavaşlama oranları arasında dişe dokunur bir fark bulunmamış. 
  • Bu yazının konusu ile direk ilgisi olmasa da hava sıcaklığının yüksek olduğu sene, erkekler ve kadınlar arasındaki yavaşlama oranı daha da büyümüş.  
Erkeklerin tempo ayarlama konusunda kadınlara göre daha başarısız olmaları Türklere özgü bir durum değil, en azından bu araştırma ile bunu görebiliyoruz. Ama bu yine de neden Türk erkeklerin yabancı erkeklere göre daha fazla yavaşladığını açıklamaya yetmiyor. 

Bence bunun sebebi bu araştırmadaki üçüncü maddede saklı olabilir. Yani elit erkekler ile elit kadınlar arasında belirgin bir fark olmamasında. Benzer durum İstanbul Maratonu için de söylenebilir. Geçen seneki incelemeye bakınca ilk 10 içinde bitiren atletlerde bazı yıllar kadınlar, bazı yıllar erkekler daha fazla yavaşlamış, bazen ise aynı olmuş. Peki elitlerin elit olmayanlardan farkı ne? Evet, hızlılar ama konu yavaşlama ise fark bu olamaz.  Bence önemli olan tecrübeli olmaları, vücutlarını tanımaları, antrenman ve yarışlardaki deneme yanılma yoluyla kendileri için optimum tempoyu bulmuş olmaları. 

Yani belki de iş cinsiyet ile ilgili değil, tecrübe ile ilgili. Eğer her iki cinsten de tecrübeli koşucuları biraraya getirirseniz fark ortadan kalkıyor. Ama daha az tecrübeli koşucuları biraraya getirdiğinizde kadınlar daha dengeli gidiyorlar. İşe bu noktadan bakınca, Türk erkekler ile yabancı erkekler arasındaki en temel farklardan biri bence İstanbul maratonuna katılan yabancıların, (tabii ki hepsinin olmasa da genelinin) maraton konusunda Türklerden tecrübeli olması olabilir. Yabancı katılımcıların ülkelerine bakınca birçoğu koşu sporunun gelişmiş olduğu ülkelerden gelmiş. Ayrıca herkes olmasa da birçok kişi ilk maratonunu kendi ülkesinde koşar. İstisnalar bir tarafa eğer kendi ülkenizde koşmayıp başka bir ülkeye maraton koşmak için gidiyorsanız bu konuda belli bir tecrübeniz olduğu düşünülebilir.

Türkiye'de bir yıl içinde sadece iki tane yol maratonu var. Tecrübe kazanıp doğru tempoyu bulmak için deneme yanılma yapma fırsatı çok az. Maraton mesafesinde bir 5k veya 10K gibi çıkıp kendi kendinize denemeler yapmanız da kolay değil. En iyi tecrübe yarışlara katılmak. Bu yarışlarda fazla hızlı başlayıp son bölümde birkaç defa kafa üstü çakıldığınız zaman en azından nasıl başlamamanız gerektiğini öğrenmeye başlıyorsunuz. Tecrübeyle sabit. Bu teorideki tek sorun Türk kadınlarının yabancı kadınlarla aynı oranda yavaşlamış olması. (Bu sadece bu yıla özgü bir durum değil, 2009'dan bu yana Türk kadınları bu konuda Türk erkeklerden başarılı).

Bunun sebebi ne olabilir? Kimbilir. Sebep Türk kadınlarının bu işi iyi yapması olabileceği gibi sayılarının halen çok az olması ve katılanların büyük çoğunluğunun zaten bu mesafelerde tecrübe sahibi, vücudunu tanıyan kişiler olması da olabilir.


Negatif Split

Maraton mesafesinde bu yılki negatif split (yarışın ikinci yarısını ilk yarısından hızlı koşma) oranına bakınca yine geçen senelerdekine benzer bir tablo ortaya çıkıyor. Erkekler ve kadınlarda yarışı ön sıralarda bitirenler arasında negatif split yapan sayısı yok denecez kadar az. Rakamlar şöyle:

Erkekler:
  • Maratonu tamamlayan 2307 kişide 126 negatif split. 
  • İlk 100'de sadece 1 kişi. 
  • En iyi derece 88. lik ile Mahmut Yavuz. Mahmut'un arkadaş grubuna tempo vermek için ilk yarıyı özellikle yavaş koştuğunu şahsen bildiğim için Erkekler ilk 100'de gerçek anlamda negatif split olmadığını söylemek sanırım yanlış olmaz.
Kadınlar:
  • 520 kişide 21 negatif split. 
  • Ilk 50'de 2 kişi. 
  • En iyi derece 12.lik.
Bu rakamlar geleneğin değişmediğini gösteriyor. 2009'dan bu yana İstanbul Maratonu'na bakınca erkeklerde ilk 100'e girenlerden en fazla 3 kişi negatif split yapabiliyor. Aynı zaman periyodunda kadınlarda da ilk 50 içinde negatif split yapan sayısı hiçbir yıl 3'ü geçmemiş.

Katılım Sayıları

Toplam katılımcı sayısına bakınca erkeklerde 2529 kişi, kadınlarda ise 601 kişi yarışa başlamış. (Bunlar kayıt yaptıran sayısı değil. Bitiremeyenler ve diskalifiye olanlar dahil olmak üzere yarışa başlamış olanların sayısı).

Türk katılımcı sayısı ise şu şekilde: 905 erkek ve 96 kadın olmak üzere toplam 1005 Türk yarışa başlamış. Maraton mesafesi için bunun anlamı kabaca şöyle:
  • Koşan her 3 kişiden 2 tanesi yabancı.
  • Koşan her 8 erkekten 5 tanesi yabancı.
  • Koşan her 7 kadından 6 tanesi yabancı.
İyi bir şey yok mu? Bardağın diğer tarafına bakarsak sayımız çok az ama hiç olmazsa giderek arttığı söylenebilir. 2009-2001 arasındaki üç yılda sadece 30 civarında kalan Türk kadın maratoncular geçen sene 58'e, bu yıl ise 96'ya yükselmiş.

Öte yandan bu yıl maratona katılan Türk erkek sayısı (905) 2011'deki rakamın iki katına ulaşmış.

2009-2013 İstanbul Maratonu Türk Katılımcı Sayıları

2009-2013 İstanbul Maratonu Toplam Katılımcı Sayıları


Ortalama Bitirme Süreleri

Ortalama bitirme süreleri de karşılaştırmalı olarak aşağıdaki tabloda. Bu kez diğer yıllardan farklı olarak Türklerde erkek ve kadınlar için ayrı ayrı bitirme ortalamasını da inceledim.

İstanbul Maratonu Ortalama Bitirme Süreleri

2009
2010
2012
2013
Erkekler
4:09 4:16 4:12 4:11
Kadınlar
4:27 4:36 4:28 4:30
Türk Erkekler



4:16
Türk Kadınlar



4:24

Ortalama Yaş

Son olarak maratona katılanların yaş ortalamasını merak ediyorsanız şu şekilde gerçekleşmiş:

2013 İstanbul Maratonu Yaş Ortalaması
Erkekler
43
Kadınlar
41
Erkekler Ilk 100 37
Kadınlar Ilk 50
36
Türk Erkekler
42
Türk Kadınlar
38

2 yorum:

  1. Süper adamsın Aykut yaa. KOŞAN DÜŞÜNÜR..
    Ben de ortalamaları bitirme süresinde değiştirmemişim ama başta yavaş başladığım için negatif split ornlarına katkıda bulunmuşum.
    Çok güzel yazı. ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Yaşar Dikbıyık3 Kasım 2014 14:58

    Yazını okudum.Çok faydalı buldum.Merak ettiğim rakkamları öğrenmiş oldum.Çok teşekkürler.Arkadaşlara da okumaları için tavsiye ediyor,paylaşıyorum..Yaşar Dikbıyık

    YanıtlaSil