21 Haziran 2013 Cuma

Lavaredo Ultra Trail'e doğru



20 Ocak 2013’te UTMB başvurularının çekiliş sonuçları açıklandı ve Ağustos ayının sonunda Mont Blanc’ın çevresinde 170km koşmak için hak kazandım. O andan itibaren önümdeki 8 aylık periyottaki hazırlığı ve  koşacağım yarışları planlamak gerekiyordu. 

Önce yıl içinde kesin olarak koşmak istediğim yarışları düşündüm. 2012 Kasım’ındaki Avrasya Maratonu’nda en iyi zamanımı koşmama rağmen son 10km’de yavaşlayarak hedeflediğim sürenin birkaç dakika altında kalmıştım. Mart ayındaki Runtalya, maraton mesafesi ile tekrar hesaplaşmak için yurt içindeki tek fırsattı ve bunu kullanmak istiyordum. Nisan ayında ülkenin en kaliteli ultra maraton organizasyonu olan İznik 130K mutlak katılmak istediğim bir yarıştı. Her ne kadar İznik’ten sadece iki hafta sonra da olsa başlangıcından beri benim için önemli bir yer tutan Çekmeköy 60K’yı da koşmak istiyordum. 



Dolayısı ile katılacağım diğer yarışları bunların etrafında planlamak gerekiyordu. Mayıs sonunda Kıbrıs’ta 80km’lik Two Castles and an Abbey ultra maratonu İznik ve Çekmeköy üstüne yakın olsa da ilgi çekiciydi ve hayır diyemedim. (tahminimizden daha zor bir yarış olduğunu ancak koştuktan sonra öğrenecektik). UTMB’den önceki son ve en büyük test olarak da İtalya’da, Dolomitler'deki Lavaredo Ultra Trail ön plana çıktı (sebeplerini aşağıda bulabilirsiniz).

Böylece Ağustos sonuna kadar ultraların ağırlıkta olduğu yarış programı kabaca şu şekilde ortaya çıkmış oldu:

  • 10  Şubat - Çekmeköy 50K antrenman yarışı
  • 3  Mart – Runtalya Maraton
  • 20 Nisan – İznik 130K
  • 5 Mayıs – Çekmeköy 60K
  • 28 Mayıs – Two Castles 80K
  • 28 Haziran – Lavaredo Ultra Trail 118K
  • 5-6 Temmuz – DASK ADAM ULTRA?
  • 30 Ağustos – UTMB 170K

Bunlara Şubat, Mart ve Nisan aylarında koştuğum  3 adet Aydos Patika yarışı da eklendi ki bunlar 16-17km’lik sert ve hızlı yarışlar olarak birer Yarı Maraton eforunda koşulan yarışlar oldu. Mart sonundaki 28K Geyik Koşusu da listeyi tamamladı. 

Zaman akıp geçti ve sonunda Lavaredo zamanı geldi. Son 3 haftada ülkede yaşanan olaylar dolayısı ile yarışa odaklanmakta büyük zorluk çektim. Bu yazıyı yazmanın en önemli amaçlarından biri de zihinsel olarak hazırlanmamda kendime biraz olsun yarar sağlaması. 

The North Face® Lavaredo Ultra Trail

 

Yarış adından da anlaşılacağı gibi The North Face sponsorluğunda organize ediliyor ve 28 Haziran’da İtalya’nın Kuzeydoğusunda bulunan Dolomitler dağ grubunun olduğu bölgede düzenleniyor. 2009’dan bu yana UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınan Dolomitler bölgesi doğal güzellikleriyle ünlü bir bölge ve ismini ünlü Fransız minerolog Deodat Gratet de Dolomieu’dan alıyor. Dolomieu bu dağlara şeklini ve rengini veren dolomit adındaki kayaları ilk kez tanımlayan bilimadamı. 

Yarışın başlangıç noktası bu bölgedeki Cortina d’Ampezzo kasabası. Kayak başta olmak üzere, dağcılık, kaya tırmanışı, yürüyüş ve dağ bisikleti gibi çok çeşitli sporların merkezi olan bu kasaba dünyanın her yerinden sporcuları çekiyor.Cortina'ya ulaşmak için en kestirme yol, Venedik'e uçmak ve oradan 2 saatlik bir otobüs yolculuğu yapmak.


 

Aynı haftasonu burada iki farklı mesafede yarış var. Birisi 46km ve +2520m ile Cortina Trail, diğeri ise 118K ve +5740M ile Lavaredo Ultra Trail. Geçen yıl arkadaşlarım Suna Altan ve Alessia De Matteis 46km’lik yarışı başarıyla tamamlarken yurtdışında yaşayan Sertan ve Serkan Girgin kardeşler Lavaredo’yu bitirmişlerdi. Onlar da bölgenin doğal güzelliklerini, organizasyonun başarısını ve yarışın zorluğunu teyit ettiler.

Bu yıl benimle birlikte Caner Odabaşoğlu, Faruk Kar ve Alen Gavar Türkiye’den katılan diğer isimler. Alessia yine Cortina’yı koşarken Girgin kardeşler de bir kez daha Lavaredo’yu koşacaklar.  

ISF (International Skyrunning Federation) tarafından 2013 yılı için değerlendirmeye alınan dünya genelindeki 20 ultra maratondan biri olarak seçilen Lavaredo, aralarında dünyanın en iyilerinin de olduğu deneyimli koşucuları çekiyor. Geçen sene yarışı ilk iki sırada bitiren İspanyol Iker Karrera ve Fransız Sebastien Chaigneau, 2011’de UTMB’yi Killian’ın hemen arkasında ikinci ve üçüncü sırada tamamlayan isimler. 


Dünyanın özel bir bölgesinde geçen zorlu bir yarış olması dışında bu yarışı seçmemdeki en önemli sebeplerden biri Ağustos ayındaki UTMB öncesinde birçok anlamda önemli bir test olacağını düşünmem. Burada yaşayacağım problemleri görüp dersler çıkararak UTMB’ye biraz daha hazırlıklı olarak gidebilmeyi hedefliyorum. Böyle bir yarışta yaşanabilecek her türlü zorluğu önceden kestirmek zor ama ilk planda gözükenlerden bazıları şöyle:

-Yaklaşık 6000m’lik pozitif yükseklik değişimi kilometreye oranlandığında UTMB’ye oldukça yakın. Yer yer taşlık zemindeki uzun/sert tırmanışlar ve inişler önemli bir deneyim olacak. 

-Yarış saat 23:00’de başlıyor, dolayısı ile 31 saat limitli yarışta herkes en az bir, belki iki gece boyunca koşmak zorunda. UTMB de bu sene akşamüstüne doğru başlayacağından bu anlamda vücudun gece başlayan yarışa nasıl tepki vereceğini görmek açısından önemli bir test. 

-Yarışın tamamı 1250m ile 2500m arasındaki irtifada koşuluyor. Bu açıdan da UTMB öncesi yüksek irtifaya vücudun vereceği tepkileri ve yaşanacak olası problemleri görmek için iyi bir fırsat. 

Bunun dışında geçen sene yarışa katılanları en çok zorlayan faktörlerden biri gün içinde hava sıcaklığının 35 derecenin üzerine çıkması olmuş. Yaklaşık 600 kişinin katıldığı yarışta bitirme oranının sadece 61%'de kalması yarışın ciddiyetini ortaya koyuyor. Bu yıl Lavaredo’da yaklaşık 850 kişi koşacak.

Sonuç olarak her ultrada olduğu gibi yarışın neler getireceğini tam olarak kestirmek mümkün değil. Neler yaşanacağını görmek için gidip koşmak gerek. Tüm arkadaşlarımla birlikte sağlıklı ve olabildiğince keyif alarak bitirip dönmek ümidiyle... 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder