23 Aralık 2013 Pazartesi

İki Deniz Arası Keşif Koşusu

14 Aralık 2013 günü Karadeniz kıyısındaki Linyit ocaklarından başlayıp Marmara kıyısındaki Menekşe Plajı'nda biten yaklaşık 63km'lik bir koşu gerçekleştirdik. Berk Tüfekçi, Caner Odabaşoğlu ve Mark Minasyan'la birlikte rotayı koşan 4 kişilik ekibin parçası idim. Rotayı baştan sona motorla kateden And Tüfekçi de en az bizim kadar yorucu ve kritik bir görev üstlenerek bizlere destek oldu.

Bu koşu projesini daha ilk duyduğumda oldukça ilgimi çekmiş ve heyecanlandırmıştı. Karadeniz kıyısından Marmara'ya ulaşan bir rota olmasının yanısıra yaşadığımız bu dev metropolün pek de fazla bilmediğimiz ve görmediğimiz yönlerine şahit olmayı vaat ediyordu.


Kuzeyden güneye İki Deniz Arası rotası.

12 Aralık 2013 Perşembe

Salomon Advanced Skin S-Lab Belt İncelemesi

Koşularınızın süresi uzamaya başladıysa ve özellikle de arazide koşmayı seviyorsanız yanınızda bulunması gereken malzemeler için bir taşıma sistemi gerekmeye başlayacaktır. Bunun için kimi koşucular sırt çantasını, kimileri ise bel kemerini/çantasını tercih eder.

Bir süredir kullandığım Salomon Advanced Skin S-Lab Belt'in bel kemeri kullanmayı sevenler için çok iyi bir seçim olabileceğini, sırt çantası kullananların bir kısmının da fikrini değiştirebileceğini düşünüyorum.

Salomon Advanced Skin S-lab Belt

25 Kasım 2013 Pazartesi

2013 İstanbul Maratonu İstatistikleri

Yeni adıyla Vodafone İstanbul Maratonu 17 Kasım 2013'de koşuldu. Maraton hakkındaki genel izlenimlerimi, olumlu ve olumsuz bulduğum yönleri Koşu Gazetesi'nde Ilgaz ile birlikte yaptığımız bu değerlendirmede bulabilirsiniz. Bu yazıda bu konulara tekrar değinmeyeceğim.

Bu yazının amacı ise sonuçları ve rakamları değerlendirmek. Ancak bunu yaparken neyin doğru neyin yanlış olduğunu ispatlamaya çalışmak değil. Tersine aynı geçen yıl olduğu gibi  merak edilebilecek ve faydalı olabilecek konularda biraz beyin fırtınası oluşturmaya çalışmak. Ayrıca şöyle bir baktım da bloga yeni bir giriş yapmayalı neredeyse 2.5 ay olmuş, bu vesileyle belki bu durağanlığı da üzerimden atabilirim!

Yazıdaki tüm değerlerin maraton resmi sitesindeki sonuç listeleri baz alınarak hazırlandığını ve aşağıda bahsi geçen tüm rakamların SADECE MARATON mesafesi için geçerli olduğunu hatırlatarak konuya girelim.




9 Eylül 2013 Pazartesi

UTMB 2013 Yarış Raporu

"The first and greatest victory is to conquer yourself" - Plato

30 Ağustos 2013 günü Fransa'nın Chamonix kasabasından başlayıp Mont Blanc dağının etrafında saat yönünün tersine tam bir tur atan, bunu yaparken de İtalya ve İsviçre'den geçen Ultra Trail du Mont Blanc yarışını koştum.

Yarışın hikayesine nereden başlayacağıma çok emin değilim, o yüzden sanırım en iyisi genel bilgiler ile başlayıp kronolojik sırayla gitmek.

Kısaca UTMB olarak bilinse de her türlü outdoor sporunun yapıldığı bu Fransız kasabasında aynı hafta içinde sona eren birden fazla yarış var. Bu yarışları  kısaca tekrar özetlemek gerekirse:
  • CCC (Courmayeur – Champex – Chamonix) – 101km / +6100m – 26.5 saat limit – Cuma 09:00
  • TDS  (Sur les Traces des Ducs de Savoie)  – 119km / +7250m – 33 saat limit – Çarşamba 07:00
  • UTMB (Ultra Trail du Mont Blanc) – 168km / +9600m - 46 saat limit – Cuma 16:30
Bir de bunlara ek olarak sıralama tutulmayan ve takımlar halinde koşulan 300km/+24,000m'lik PTL var ki, o biraz farklı bir sınıfta. 

Bu yarışlara katılmak için UTMB'ye puan veren dünyadaki diğer ultra maratonları bitirip belirli puanlar kazanıyor ve başvuruda bulunuyorsunuz. 2013 itibari ile CCC ve TDS için 2 puan, UTMB için 7 puan toplamış olmak gerekiyordu. Ancak tek başına bu da yeterli değil, biraz da şanslı olmak gerek çünkü özellikle CCC ve UTMB parkurları için başvuru sayısı katılımcı limitinden çok daha fazla oluyor ve bir kura çekiliyor. Eğer puanınız yetiyorsa ve kurada da çıkarsanız yarışı koşmaya hak kazanıyorsunuz. 



Bu yılki yarıştan sonra açıklanan resmi rakamlara göre sadece UTMB parkurunda 223'ü kadın olmak üzere toplam 2469 kişi start almış. Bunların 1686 tanesi yarışı tamamlamış. (bitirme oranı 68.3). Kadınların oranının sadece 9% olması çok dikkat çekici. CCC ve TDS’de kadın oranı yine 10-14% aralığında. 

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Süreklilik


Birkaç hafta önce koşmaya yeni başlayan bir arkadaşımla sahbet ediyordum. Doğal olarak o da koşmaya yeni başlayan birçok kişi gibi kendini geliştirmek, daha hızlı, daha uzun ve daha rahat koşmak istiyordu. Bunu da mümkün olabildiğince çabuk yapmak istiyordu. Hangi antrenman programını kullanmalı, ne yemeli, ne içmeli, kısacası neyi nasıl yapmalıydı? Bana göre ona tavsiye edebileceğim en önemli şey ne idi? 

İnsan doğası  gereği çalıştığımız işten yaptığımız spora ve günlük hayatta karşılaştığımız sorunlara karşı her zaman “sihirli bir iksir” bulmaya çalışıyoruz. Bir haftada 5 kilo verdiren diyetler, günde 2 dakika ayırarak çelik gibi karın kaslarına sahip olabileceğiniz programlar gibi safsataların bu kadar popüler olmasının nedeni başka bir şey olamaz. 

 

18 Temmuz 2013 Perşembe

DASK ADAM 2013 Yarış Raporu

Bir maraton koşmadan önce öncekini unutmuş olman gerekir”. Uzun mesafe koşmaya başladıktan sonra ilk duyduğum sözlerden biri buydu. Ne var ki bunu uygulamak her zaman mümkün değil. 4 Temmuz Perşembe günü DASK ADAM (Anadolu Dağ Aşma Maratonu) organizasyonuna katılmak için Bolu’ya doğru giderken henüz birkaç gün önce koştuğumuz Lavaredo Ultra Trail henüz çok tazeydi ve gözümü kapattığımda Tre Cime’yi görmeye devam ediyordum.

Yarış hakkında daha fazla bilgiyi geçen seneki raporumda bulabilirsiniz ama bu organiasyona aşina olmayanlar için kısaca özetlemek gerekirse, iki kişilik takımlar halinde katıldığınız bu yarışmada 2 gün boyunca çadırdan mata, uyku tulumundan ilk yardım setine, tüm yiyecek ve giyecek malzemenize kadar her şeyi sırtınızda taşıyor ve size verilen harita üzerindeki kontrol noktalarına kendi belirleyeceğiniz rotadan giderek en hızlı şekilde ulaşmaya çalışıyorsunuz. İlk gün sonunda ara kampa ulaşıyor, burada taşıdğınız çadırı kurup geceyi geçirdikten sonra ertesi sabah verilen yeni harita ile tekrar yola çıkıyorsunuz. Kontrol noktalarında su da dahil olmak üzere herhangi bir yiyecek içecek takviyesi bulunmuyor. Sadece ilk gün sonunda geceyi geçireceğiniz ara kampta organizasyon tarafından yakılan ateş ve ibriklerden doldurabileceğiniz sıcak sudan faydalanabilirsiniz. Farklı zamanlarda başlayan takımlar arazide kendi belirledikleri yollardan gittikleri için çoğu zaman saatlerce takım arkadaşınızdan başka kimseyi görmeden yol alıyorsunuz.  


14.sü duzenlenen organizasyonda uzunluk ve zorluk derecelerine göre kısa, orta, uzun ve ultra adı altında dört farklı kategori bulunuyor.  Bu sene tüm kategorilerde 71 takım ve 142 sporcu bulunuyordu. Biz de geçen sene olduğu gibi Caner Odabaşoğlu ile iki günlük uzunluğu yaklaşık 90km ve +4000m tırmanış olarak öngörülen ultra parkura katılmaya karar vermiştik. Aslında bu sıkışık takvime geçen seneden biraz hazırlıklıydık çünkü geçen yıl da benzer şekilde Run Fire Cappadocia’dan döndükten 4 gün sonra DASK ADAM 2012 Ultra Parkur için yola çıkmıştık.   

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Lavaredo Ultra Trail Yarış Raporu

28 Haziran Cuma akşamüsü 18:00 sularında birlikte kaldığımız Caner Odabaşoğlu yarışın 85Km’ye indiği ve ertesi sabah 8’e ertelendiği haberini verdiğinde Cortina’daki otel odamızda gece 23:00’de başlayacağı açıklanan 118Km’lik Lavaredo Ultra Trail için son hazırlıkları yapmaktaydım.  

Aslında son birkaç gündür orjinal rotanın geçtiği bazı yüksek bölgelerde yoğun kar yağışı olduğu yönünde haberler geliyor ve organizatörler sosyal medyada belli bölgelerde 30cm yüksekliğinde kar olduğunu gösteren fotoğraflar yayınlıyorlardı. Ama geçen sene yarışı koşanlardan aldığım bilgiler ve yarış hakkında okuduğum yazıların hepsi geçen yılki yarışın gün içinde 35 dereceye varan sıcaklıklarda koşulduğunu anlattığı için ciddi bir durumun yaşanacağını açıkçası hiç beklemiyordum. Hatta yarış öncesindeki bu yazımda geçen sene yarışı koşanların verdiği bilgiye dayanarak hava sıcaklığının sorun olabileceğini belirtmiştim! 


21 Haziran 2013 Cuma

Lavaredo Ultra Trail'e doğru



20 Ocak 2013’te UTMB başvurularının çekiliş sonuçları açıklandı ve Ağustos ayının sonunda Mont Blanc’ın çevresinde 170km koşmak için hak kazandım. O andan itibaren önümdeki 8 aylık periyottaki hazırlığı ve  koşacağım yarışları planlamak gerekiyordu. 

Önce yıl içinde kesin olarak koşmak istediğim yarışları düşündüm. 2012 Kasım’ındaki Avrasya Maratonu’nda en iyi zamanımı koşmama rağmen son 10km’de yavaşlayarak hedeflediğim sürenin birkaç dakika altında kalmıştım. Mart ayındaki Runtalya, maraton mesafesi ile tekrar hesaplaşmak için yurt içindeki tek fırsattı ve bunu kullanmak istiyordum. Nisan ayında ülkenin en kaliteli ultra maraton organizasyonu olan İznik 130K mutlak katılmak istediğim bir yarıştı. Her ne kadar İznik’ten sadece iki hafta sonra da olsa başlangıcından beri benim için önemli bir yer tutan Çekmeköy 60K’yı da koşmak istiyordum. 


30 Mayıs 2013 Perşembe

Two Castles and an Abbey 80K Race Report

Two Castles and an Abbey. When I first heard this name I thought it was a strange name choice for an ultra. But having run the race by starting from the Kantara Castle in the dark, getting across the Five Finger Mountains, climbing up to the magnificent Buffavento Castle and finishing the 80K course just in front of the Bellapais Abbey, I can now appreciate its true meaning.

I signed up for the race with Caner in February. I think at that time we were the first runners from Turkey. Both of us were registered for the Lavaredo Ultra Trail in Italy in June and for the UTMB in August so I thought this would be a good training race along with Iznik 130K in April and Cekmekoy 60K in the first week of May. Time flew by and a few more Turkish friends decided to come to the race.



26 Nisan 2013 Cuma

İznik Ultra 2013 Yarış Raporu

Twenty years from now you will be more disappointed by the things that you didn't do than by the ones you did do. So throw off the bowlines. Sail away from the safe harbor. Catch the trade winds in your sails. Explore. Dream. Discover.
Bundan 20 yıl sonra yaptıklarından çok yapmadığın şeylerden pişmanlık duyacaksın. Bu yüzden halatlarını söküp at. Güvenli olduğun limandan ayrıl. Yelkenlerini rüzgârla doldur. Araştır. Hayal et. Keşfet.
Mark Twain
İZNİK ULTRA MEVSİMİ

Bir sene ne kadar çabuk geçmiş. Yine Nisan ayı. Yine bahar mevsimi. Yine İznik Ultra mevsimi.

19 Nisan Cuma günü Yenikapı Feribot iskelesinde arabayla Yalova’ya geçmek üzere Ilgaz’la buluşuyoruz. Geçen sene olduğu gibi bu yıl da İznik Gölü’nün çevresini dönerek 130km’lik parkuru koşmak için İznik’e gidiyorum. Arabada bize eşlik eden iki şampiyon var. Biri 100K Kadınlar Dünya Şampiyonu Amy Sproston. Diğeri ise Türkiye’de düzenlenen hemen her ultranın kadınlardaki birincisi, bizim şampiyonumuz Elena Polyakova. Hava harika, sohbet nefis. Zaman akıp gidiyor ve göz açıp kapayıncaya kadar oteldeyiz.

Ayağımızın tozuyla ilk köfteci ziyaretini yaparak açılışı yapıyoruz. “Sadece şu köfteyi yemek için 130km koşmaya değer” diye söylenip kendi sözümün absürdlüğüne gülüyorum. Ardından kayıt masasına gidip hızlıca işlemleri hallediyoruz. Otelde ufak tefek işleri hallettikten sonra bir çay bahçesinde oturup sohbet ederek ertesi günkü beklentilerimizi masaya yatırıyoruz. Herkeste tatlı bir endişe hakim. 

Özellikle ne giyelim sorusu kafayı kurcalıyor. Güneş çıktığında hava bir anda ısınıyor ama bulutlandığı zaman rüzgârla birlikte ciddi şekilde üşütmeye başlıyor. Birkaç gündür İznik’te bulunanlar güneş battıktan sonra hava sıcaklığının hemen düştüğünü ve geceleri çok soğuk olduğu konusunda uyarıyorlar. 130K koşacaklar için önemli bir bilgi. Geçen yıla göre etrafta büyük bir kalabalık var. Her taşın altından bir tanıdık çıkıyor, sanki evimizde gibiyiz. İznik halkı da kendilerine çok  garip gelen bu mesafeleri koşmaya gelen ilginç insanları benimsemiş, gayet sıcak davranıyorlar.
İznik Ultra Rotası

18 Nisan 2013 Perşembe

İznik Ultra Öncesi Kendime Notlar

2013 İznik Ultra Maratonu'na 48 saatten az kaldı. 20 Nisan Cumartesi sabahı saatler 07:30'u gösterdiğinde 42K, 80K ve 130K uzunluğundaki parkurlarda yüzlerce kişi Türkiye'nin en büyük tek etaplı ultra maratonunu koşmaya başlayacak.

Ben de geçen seneki gibi yine gölün etrafını bir kez daha dönmeye çalışırken geçen sene yoğun yağmur ve balçıkta gözden kaçırdığım detayları farketmeye çalışacağım! Bu amaçla daha önceki ultra maratonlarımda işime yarayan ve büyük faydasını gördüğüm birkaç maddeyi düşünüp kendime not olarak yazdım. Kimbilir belki başka birisinin de işine yarar.

Aslında bunu daha önce yazmayı düşünmüştüm ama bu hafta çok yoğun geçti ve hiç vakit bulamadım. Yine de geç olması hiç olmamasından iyidir. Hatta belki bu sayede daha çok aklımda kalırlar!



31 Mart 2013 Pazar

Geyik Koşusu 28K - 31 Mart Yarış Raporu

Asics'in sponsorluğundaki Geyik Koşuları serisinin 2. ayağı yüksek bir katılım ile gerçekleşti. Katılım listesinden oldukça kalabalık olacağı gözüktüğü için yarışa normalden biraz daha erken gitmeyi planlamıştım. Saat 8 gibi start noktasına geldikten sonra numaramı birkaç saniye içinde alıp son hazırlıklıkları tamamladım.

İyi ki erken gelmişim çünkü biraz daha geç kalanların başlangıç yerine zamanına ulaşmada büyük sıkıntı yaşadığını gördük. Bunun en büyük sebebi orman giriş ücretinin 11 lira yapılmasıydı. Normalde birkaç saniyede geçebilecek bir arabanın bozuk para araması,  para üstü beklemesi derken araçlar uzun süre beklemişler. Bunun sonucunda yarışın başlamasına kısa süre kala kapıda uzun araç kuyrukları olduğu haberi gelince tüm mesafelerin başlangıç saati yarım saat ileri atıldı. Buna rağmen son anda yetişebilen arkadaşlar oldu.


25 Mart 2013 Pazartesi

Aydos Patika Yarışı - 2. Ayak

24 Mart Pazar günü Aydos Patika Yarışı serisinin ikinci ayağı koşuldu. Hava şartlarının oldukça iyi olması özellikle yarış öncesi ve sonrasında hem organizasyonun hem de katılımcıların daha keyifli bir gün geçirmesine yardımcı oldu.

Yarışın sonucu benim için belki ilk yarışla aynı oldu (Genelde 3.lük, yaş kategorisinde 1.'lik) fakat yarış oldukça farklı gelişti.

Yaş kategorisi kürsüsü. Caner -  Aykut - Selçuk  Foto: Ulaş Önol

22 Mart 2013 Cuma

İznik Ultra'da bir Dünya Şampiyonu

Bu yıl İznik Ultra Maratonu'na katılanlar bir dünya şampiyonu ile aynı parkurda koşma şansına sahip olacak. 2012'de İtalya'da düzenlenen 100K Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Amy Sproston 75K'da koşacak.

Geçen sene kendisi Mart ayında birkaç günlüğüne İstanbul'a gelmişti ve Belgrad Ormanında bir Cumartesi sabahı 4 kişilik grupla 3.5 saatlik bir koşu yaptıktan sonra kendisine bal kaymaklı, menemenli Türk kahvaltısını tanıtmıştık.

Birçok ultramaratoncu gibi O da son derece mütevazi biri. Bir şeyler sormasanız ya da araştırmadan gelmiş olsanız başarılarını ağzından almanız mümkün değil. Ultra maraton koşmanın en büyük özelliklerinden biri de bu spordaki en iyi atletlerle birlikte aynı parkurlarda beraberce (aynı hızda olmasa da) koşma şansına sahip olmak. Bunu kendi ülkemizde yapabilecek olmak bizler için büyük şans.

Amy Sproston İznik Ultra'da koşacak. Fotoğraf: Matt Hagen

21 Mart 2013 Perşembe

Çekmeköy 45K Gece Koşusu

16 Mart günü 21:30'a doğru Çekmeköy Ormanı'na giderken iki haftadır baharı andıran havanın nasıl olup tam da bugün bu hale geldiğini düşünüyordum. Son 24 saattir aralıklarla yağan yağmur, havanın iyice soğuması ile karla karışık yağmura dönüşmüştü. Gece 10'da başlayıp 45km olarak koşulacak bu organizasyona açıkçası bu şartlarda çok fazla kişinin gelmesini beklemiyordum.

Başlangıç noktasına geldiğimde araba sayısı beklediğimden yüksek çıktı. Birçok kişi soğuktan ve yağmurdan korunmak için arabaların içinde bekliyordu. Hızlıca başlangıç alanında kurulan çadırlara gidip göğüs numaramı aldım ve tanıdıklarla sohbete başladım. Hemen herkes gözleri dışında her yerini kapattığı için kafa fenerinin ışığında birbirimizi tanımak normalden biraz daha zor oldu. Zaten bu tür koşularda Olağan Şüpheliler diye tabir ettiğim bir kesim var. Eğer ciddi bir manisi yoksa her zaman hazır bulunan bu isimler yine yerlerini almıştı.

Start alanındaki kayıt çadırları Foto: Bakiye Duran

7 Mart 2013 Perşembe

Runtalya 2013 - 2:58

 "The biggest risk is not taking any risk at all. - En büyük risk, hiç risk almamaktır."

3 Mart Pazar, saat 9:55 suları. Runtalya Maratonu'nun 13.km'si. 10-15dk önce yarı maraton koşanların U dönüşü yapıp ayrılması ile parkur birdenbire tenhalaşmış durumda. İyi durumdayım ama yarış başındaki adrenalin artık yerini geride kalan yaklaşık 30km'nin nasıl geçeceği düşüncelerine bırakmış. Bir an arkama bakıyorum. En yakın koşucu 20-30m arkamda. Önümde gördüğüm üç kişilik grup da 25m kadar uzağımda. Sadece uzun mesafe koşanların anlayabileceği bir garip duygu...

Kendi tempomda devam ederken bir süre sonra öndeki grupla aramda 10m kadar kaldığını farkediyorum. Üstlerindeki kıyafetlerden ve görünüşlerinden üçünün de Alman olduğu belli. Kısa boylu ve 50 yaşlarında olan önden giderken 1:85 boylarında ve biraz daha genç olan iki kişi onu takip ediyor. Formları son derece düzgün, ne yaptıklarını bilen bir görüntüleri var. Saate bakıyorum, koştukları tempoyu düşünüyorum ve durum kendini hemen belli ediyor. Bunlar 3 saatin altında bitirmeyi hedefleyen ve planladıkları stratejiyi uygulamaya koymuş bir ekip. Bir süre daha takip ettikten sonra o ana kadar gayet rahat olan zihnimde zor bir soru beliriyor. Bu soruya vereceğim cevabın yarışın kaderinde çok kritik rol oynayacak bir dizi karardan ilki olacağından o an için habersizim.



19 Şubat 2013 Salı

Aydos Patika Yarışı - 1. Ayak

Anadolu yakasında Kartal'ın kuzeyinde bulunan Aydos Ormanı daha çok bisikletçiler tarafından bilinse de koşucular için nedense pek popüler bir mekân değil. Aslında ormanın birçok giriş kapısı olması sebebiyle ulaşım çok zor değil ama orman içinde Belgrad Neşet Suyu gibi belli bir koşu rotasının olmamasının bunda etkisi olabilir diye düşünüyorum.

Faruk Kar ve Utkuer Yaşar'ın organize ettiği, Pazar günü ilki koşulan Aydos Patika Yarışı serisi ile sanıyorum orman birçok koşucu tarafından ilk kez keşfedilecek veya tekrar hatırlanacak. (Ne de olsa burada 2011'de benzer nitelikte iki yarış daha düzenlenmişti). Diğerleri Mart ve Nisan aylarında düzenlenecek bu yılki serinin ilk yarışı 8K ve 16K olarak iki farklı mesafede yapıldı. 16K yarışı, 8K parkurunun iki defa dönülmesi ile tamamlandı.


10 Şubat 2013 Pazar

Çekmeköy 50K Mud Challenge

Bu kış Çekmeköy'de düzenlenen antrenman yarışlarının 2.si olan Çekmeköy Mud Challenge Pazar günü yapıldı. 30K, 40K ve 50K olarak değişik mesafelerde herkese hitâp eden zorlukta şeçenekler mevcuttu.

Sabah başlangıç noktasına geldiğimde arabayı oldukça uzağa park edebildim. Bu tip koşulara ilgi duyanların birçoğu fırsatı kaçırmamıştı. Kayıt masası için kurulan çadırlara ulaştığımda tanıdık yüzlerle karşılaşıp sohbete daldık. Birkaç dakika içinde göğüs numaramızı aldıktan sonra saat 8:15 itibariyle koşu başladı. 

Start/Finish noktasi. Fotograf: Bakiye Duran

30 Ocak 2013 Çarşamba

Kırık Kollu Koşucunun Seyir Defteri

2013'ün ilk Cumartesi günü, sabah 7:32.

Aydos ormanında koşmak için 3 kişi buluşuyoruz. Park yerinden ayrıldıktan henüz 70-80 saniye sonra birkaç köpek havlaması gelmeye başlıyor  Daha saatimdeki birkaç ayarla uğraştığım için dönüp bakmıyorum. Zaten köpek havlaması sahilde bile koşarken sık sık karşılaştığımız bir durum. Birkaç saniye sonra havlama sesleri çok yakından gelmeye başlıyor. Duruyoruz, arkamı dönmemle beraber iki köpeğin 8-10 metre önümüzde havlayarak üstümüze doğru geldiğini görüyorum. İlk defa karşılaştığım bir sahne değil. Eğer saldırırsa diye kendimi koruma pozisyonu almak için bir adım geriye atıyorum ama eğimli zeminde adımı attığım yerde boşluk var. Ayağım boşa gidiyor ve dengemi kaybettiğimi hissediyorum. Daha sonra tek hatırladığım sol el bileğimin üzerine düşüşüm ve keskin bir acı.

 

28 Ocak 2013 Pazartesi

Geyik Koşusu ve Patika Yarışlarında Kaybolmak Üzerine Düşünceler

Geçen haftasonu Geyik Koşuları Belgrad Ormanı’nda Asics'in sponsorluğunda son 3 yılda 4. kez düzenlendi. Bundan öndeki üç yarışa koşucu olarak katılmıştım. Kolum kırık olduğu için bu kez gönüllü olarak koşanlara destek olmaya çalıştım. Koşarken doğal olarak birçok şeye farklı gözle bakıyorsunuz. Özellikle yarış başladıktan sonra kendinizden başka bir şeye odaklanmanız mümkün olmuyor.  Her ikisinin de avantaj ve dezavantajları var. Bu kez dışardan bakan ama sadece start alanında bekleyerek değil parkurda farklı yerlere giden biri olarak yarışın bütününü daha iyi gözlemleme şansım oldu. Yarışmacılar, katılım, organizasyon ve özellikle de patika koşularında kaybolmak üzerine düşüncelerimi aşağıda bulabilirsiniz.

www.geyikkosulari.com

3 Ocak 2013 Perşembe

Özgürlük Parkı 6 Saat Koşusu

İnsan neden aynı yerde dönüp durarak saatlerce koşar? 

Zamanlı koşular Türkiye’de pek bilinmese de özellikle organize etmenin kolaylığı dolayısı ile yurtdışında oldukça yaygın olarak yapılıyor.  En popüler olanları 6-12-24 saat koşuları. (48 saatten tutun günlerce süren yarışlara kadar daha ekstrem versiyonları da mevcut ama onları bu yazının dışında tutuyorum). 

Peki başka yerde koşmak varken neden döne döne koşmak?

Bilmiyorum. Neden 25-30dk sağlıklı yaşam egzersizi yapmak yerine Pazar sabahları 25-30km koşuyoruz? Her gün 3-5km koşmak varken neden maraton bitirmek için antrenman  yapıyoruz? Neden yarış derecelerimizi birkaç saniye/dakika geliştirmek için aylarca programlar uyguluyoruz?  Koşmayan biri de bunların yapılmasını çılgınlık olarak görüyor. Üstelik anlamaya bile çalışmıyor. Aynı yerde 6-12-24 saat koşmak, düzenli koşan biri için bile bir çılgınlık. Koşan insanlar olarak bunu sevmek veya yapmak zorunda değiliz. Ama en azından çok sayıda koşucunun neden yaptığını anlamaya çalışabiliriz. Bence ancak bu şekilde koşmayan ve koşanları anlamaya bile çalışmayanlardan bir farkımız olabilir. 

Göztepe Özgürlük Parkı